Veri Bilimi Yarışmasını Nasıl Kazandım I

Herkese merhabalar,

İstatistiksel Düşünce Topluluğu’nun düzenlediği veri bilimi yarışmasında nasıl birinci olduğumu birkaç bölüme ayırarak kısa kısa anlatmak istiyorum. 

Bu bölümü “Hayal kurmak en büyük zenginliğimiz” olarak adlandırıyorum 🙂

Geçen sene Eskişehir’de düzenlen İstatistik Kolokyumu’nda, veri bilimi paneline girmemle başladı hikaye. Panel sonunda “ve şimdi veri bilimi yarışmasının sonuçlarını açıklamak üzere…..”

NE? VERİ BİLİMİ YARIŞMASI MI? HEM DE BİTMİŞ ve DERECELER Mİ AÇIKLANIYOR?

En son birincilerin açıklanmasına sıra gelince içimden kopmayı başarmıştım 😀 Birinciler sahneye çıkarken inanılmaz heyecanlandım, kendimi hayal ettim. Aradan iki ay geçti. Heyecanım bu süreçte daha da tetikleniyordu. Sonunda hem yarışmacıları tanımak, hem de neler yaptıklarını, sürecin nasıl geliştiğini dinlemek üzere Yıldız Teknik Üniversitesi’nde düzenlenecek olan etkinliğin günü gelmişti. Yarışmacılar raporlarını sunarken kendimi görüyordum ve bir şekilde nasıl o psikoza girdiysem vücudumun verdiği sinyallerle gerçek hayata döndüm 😛

Hayaller, bir bilgiye ulaşırız hedefimize yol olurlar. Günümüzde gerek okurken yapılan stajlarda, gerekse mezun olduğumuzda bile büyük veriyle oynama, onu tatma hakkı belki de uzun bir süre elde edemeyebiliyoruz. İstatistikte daha ilk sınıftayken bana oyun gibi gelen R programı, büyük ilgiyle takip ettiğim veri bilimi seminerlerinden hareketle ilk stajımı bana oldukça büyülü gelen bu ortamlarda yapacağımı kafama koymuştum. Yarışma hedeflerime dokunabilmem için büyük bir fırsattı. Unutmayalım ki, bizden kaçan hiçbir şey yok, hazır olmamızı bekleyen şeyler var.

Evet artık hazırdım. O gün kurduğum hayaller bir karardı aslında. Kararlarımın sorumluluğunu alarak tüm enerjimle harekete geçtim. Kendime sürekli problemler yaratarak çözmeye çalışıyordum. Bunun için zevkle ilgili kitapları okuyor, çılgınca kaggle’ı sömürüyordum. Okulda dersleri daha ilgiyle, merakla, sorgulayıcı ve yaklaşım odaklı dinliyor ve bu bilgileri tüm duyu organlarımın da ekip halinde çalışması sonucu ruhuma sindiriyordum.

Kavramlar, konular, yaklaşımlar üzerinde daha çok derinleşiyordum. Çünkü anlamanın olduğu yerde öğrenmenin bittiğine inanıyorum. Yani anlamak bana bir şeylerin yüzeysel kalmasıyla aynı kavrammış gibi geliyor. Belki de günümüz eğitim sisteminin bende bıraktığı bir algıdır. Hiçbir şeyi sorgulamadan, “anladım” diye kabullenip dersten çıktığımız zamanları düşünürsek…

Üniversitede, daha da çok üzerine yoğunlaştığım, geliştirmek için çaba harcadığım bir konuydu öğrenmeyi öğrenmek. Belki de altı çizilecek olan, bunun benim için bir yaşam tarzı olmasıydı.

Artık yarışmaya başvuru günü gelmişti. Fırsatlar, olabilecek şeylere hazır olmaktır diye düşünürüm hep. Buradaki “hazır” kavramını, motivasyonumuzun eyleme dönüşeceği zamanın gelmesi olarak düşünebiliriz. Başvuruyu yaptıktan sonra sabırsızlığım poke etti 😀 İki gün sonra hala bir ses gelmeyince süreçle alakalı bilgi almak için bir mail yazdım ve başvurumuzun kabul olması halinde yarışmanın başlayacağı gün verilerin 48 saat içinde gönderileceğini öğrendim 😀

 

“Tebrikler,

İstatistiksel Düşünce Topluluğu’nun düzenlemiş olduğu 2. Veri Bilimi yarışmasına yapmış olduğunuz başvuru kabul edilmiştir. Aşağıda paylaşılan dropbox linki ile veri setine erişebilirsiniz.” 

 

Oyun başlasın…

Arkası gelecek hafta 😛

 

Yazar Hakkında
Toplam 10 yazı
Tuğbanur GÜVELİ
Tuğbanur GÜVELİ
Yorumlar (Yorum yapılmamış)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×

Bir Şeyler Ara